31 Aralık 2011 Cumartesi

MUTLU YILLAR



2011 yılının bu son saatlerini yaşarken, an itibariyle hayal kırıklıkları, moral bozuklukları yaşasamda, yeni yıl hepimize yeni umutlar, mutluluklar getirecek diye ümit ediyorum...

Sağlıkla (ki en önemlisi o), mutlulukla, huzurla ve sevdiklerimizle birlikte nice mutlu yıllar hepimizin olsun...

2012 hoş gelsin, güzellikler getirsin...:)

29 Ekim 2011 Cumartesi

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN...



20 Ekim 2011 Perşembe

...

Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil...





Ne güzel söylemiş Fuzuli... Onca ananın yüreği yanarken ne söylesek bir anlamı yok... Ama artık bu çirkinliklerin durması için hepimizin birlik olup tepki vermesi şart oldu belkide...




Hainlerin kendi hainliklerinde boğulduğu, günahsız insanların zarar görmediği, mutlu huzurlu bir hayat istiyoruz evlatlarımıza..:( Başka anaların, ailelerin yüreği yanmasın...


HEPİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN...

14 Ekim 2011 Cuma

BENDEN HABERLER...



Öncelikle herkese hayırlı cumalar... Rabbim hepimizin dualarını kabul etsin inş..


Yine uzun bir ara verdim dimi :) Aslında bir tarifle yeniden merhaba demek istiyordum. Gecikmemin sebebi de buydu. Ama yine olmadı :) Bende hiç olmassa bir ses vereyim düşüncesiyle yazmaya karar verdim...:)


İş hayatına geri döndüm. Yaklaşık iki aydır eski mesleğimi yapıyorum. Bu arada pastalarımıda bırakmadım, evtatlarındaki işimede devam ediyorum. Hal böyle olunca koşuşturmaca halinde yaşadığımı tahmin edersiniz. Akşamları pc başına oturmaya fırsatım olmadığı için, bloğumu güncelleyeceğim tarif ve fotoğraflarım arşivdeki yerlerini koruyor:) Çok kısıtlı zamanlarda evtatlarında yaptığım pastalarımı yayınlayıp çıkabiliyorum ancak. Vaktim, ev, çocuk, pasta ve iş üçgeninde tükeniyor :) Bloğum için tarif yazmaya vakit ayırmayı başaramadım henüz :) İşyerindeki bilgisayarımdada hiçbir kayıt olmadığı ve işyerindede fazla fırsatım olmadığı için tarifler bir süre daha bekleyeceğe benziyor... :) Başka neler mi yaptım? :

Bloğumdan ayrı kaldığım sürede mümkün olduğunca blog arkadaşlarımı takip etmeye çalıştım. Bazen yorum bırakabildim bazen onada fırsatım olmadı...


Bu kadar yoğunluk içinde ve grip sezonunda hastalanmamak olmaz tabi :) Onuda oğluşla birlikte yaşadım (hala tam göndermiş değiliz kendilerini (hastalığı) )...


Oğluşa okul araştırması içine girdim. Hastalık girince araya zaman uzadı ama sanırım bu bi kaç gün içinde onuda çözüme kavuşturacağız. Bu konudada çok kararsızlıklar yaşadım(k) tabii...


Yine bloğumdan yapılan hırsızlıklarla uğraştım. Üzüldüm, kızdım, şaşırdım hatta suçlandım!...


Anlayacağınız üzüntüsüyle sevinciyle zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığım bir süreç yaşadım...


Bunca olan biten giden zamandan sonra, tek dileğim sağlıklı huzurlu mutlu zamanlar geçirmek... Rabbim kimseye kötü günler göstermesin bizlerede inş...


En kısa zamanda güzel tariflerde buluşmak ümidiyle... :)

12 Eylül 2011 Pazartesi

CARTE D'OR LEZZET-İ RAMAZAN BİRİNCİSİ :)





Sizlere bahsettiğim Carte D'or lezzet-i ramazan yarışması finali pazar günü gerçekleşti. İnanılmaz güzel bir gün oldu. Günün sonunda aldığım birincilikle bu güzellik dahada katlandı. :) Artık kendi adımı NURALP taşıyan patenti tamamen bana ait olan ve tescillenmiş bir tarifin sahibiyim:)




Yazacak, paylaşacak o kadar çok şey varki aslında nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Sanırım en iyisi fotoğraflarla anlatmak olacak. Bu arada bloğumda fotoğrafımı yayınlamadığım için, merak eden takipçilerimde beni yakından tanıyacaklar sanırım :)






Burada Carte D'or marka müdürü Nihan hanım'dan 1000 TL değerindeki Paşabahçe hediye çeki ödülümü ve Carte D'or hediyelerimi alıyorum :)









Burada solda üçüncü olan arkadaşım Annekaz Hayriye ve ikinci olan arkadaşım Pemberehber Bengü arkadaşımla birlikteyiz. İkisinide çok sevdim, çok tatlı insanlar. Carte D'or sayesinde yüzyüze görüşme fırsatı bulduğumuz arkadaşlığımızın daim olmasını diliyorum.




Burada finalist arkadaşlarımla birlikteyiz. Hepsi çok şeker çok tatlı insanlardı gerçekten. Soldan sağa Hidayet, Müberra, Ben, Hayriye, Derya ablam, Bengü ve Yıldız abla. Sanki uzun zamandır tanıyorduk birbirimizi o kadar kolay ve çabuk kaynaştık ki. Daim olsun inş...







Burada organizasyonda emeği geçen ekiple birlikteyiz. İnanılmaz şeker insanlar, böyle sıcak bir ortam, böyle güler yüz herkese nasip olmaz heralde. Çok şanslı insanlar olduğumuzu düşünüyorum.







Burada malzemelerimi tartmaya çalışırken diğer finalist arkadaşlarımın başımda durup hain domdomluk yapmalarına gülüyorum. Herşeyi tartarak kullanmam çok ilginç geldi. Aslında bloğumu takip edenler çok iyi bilir ölçülerimde tartı kullanmam ben, ama bu özel bir tarifti ve tartılmayı hakediyordu bence :)






Ben, eşim ve diğer arkadaşlarım hediyelerimizi aldıktan sonra...





Profesyonel mutfak ve biz :) Gerçekten çok ilginç bi deneyim oldu. En çok korktuğum(uz) kısım sanırım buydu. Ama çalışanların yardımları ve ilgileri sayesinde evde tek başıma yapıyormuş kadar rahat çalıştım.




Aslında fotoğraflar bu kadar değil, ama ben kendi fotoğraf makinemi arabamızda(Bursada) unutunca diğer arkadaşlarım ve Carte D'or'dan aldıklarımı yayınlayabiliyorum. Derya Ablam'dan fotoğrafları aldığımda onlarıda eklemeye çalışacağım.




Gelelim diğer detaylara,




Bursa'dan başlayan yolculuğumuz Derya ablamla yakın sohbet etmemize vesile oldu. Bi çok şeyimizi paylaştık birbirimizle. Derya ablam dünyalar tatlısı bi insan. Kalbi güzel, gönlü güzel, herşeyin güzeline layık biri. Ne mutlu bize diye diye İstanbula gittik.:) İnternet ortamı sanal diyenlere inat ne güzel dostluklar arkadaşlıklar yaşıyoruz dedik hep...




İstanbul'a ulaştığımızda bizi arabamız bekliyordu. Gerçekten çok güzel şartlar hazırlamışlar bizim için. Gerek ulaştırma, gerek ikramlar, gerek hizmet... Herşey bi tarafa, güler yüzleri, tatlı dilleri, sıcaklıklıkları yetti hepimize...




Son olarak bişey daha diyeyim mi? Bunlarla niye uğraşıyorsun diyen insanlara inat, iyiki bloğumu açmışım dedim hep. Beni bir kez daha haklı çıkardı işte. Bloğum sayesinde enfes bir gün yaşadım. Birinci oldum. Kendimi ispat edecek bundan daha güzel bir durum olamazdı heralde.




BLOĞUMU ÇOOOOK SEVİYORUUUUMM... SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM...




Beni destekleyen, kutlayan, takipçilerime, arkadaşlarıma, dostlarıma, aileme, eşime herkese sonsuz teşekkür ediyorum. İyiki varsınız...




VE Carte D'or ekibi... Teşekkür size az, harika bir organizasyon ve harika bir gündü. Herşey için sonsuz teşekkürler... Sizi tanıdığıma çok mutlu oldum, en kısa zamanda yeniden görüşmek üzere...




Hepinize SEVGİLER... :)


Bu arada az kalsın unutuyordum, diğer detaylar ve arkadaşlarım için Carte D'or sitesini ziyaret etmeyi unutmayın sakın :)


21 Ağustos 2011 Pazar

VE İŞTE MUTLU SON :)



Carte d'or un düzenlediği etkinlikte Bursa'dan seçilen iki tariften birisi benim tarifim seçildi. Yani... finale gidiyorum... :))



16 Ağustos 2011 Salı

DONDURMA DOLGULU NURALP TATLISI






Geçenlerde carte d'or ailesinden Seda hanım'dan bir mail aldım. Carte d'or olarak www.dondurmaliblog.com adresinde yayınlanmak üzere lezzet-i ramazan adında bir etkinlik (yarışma) düzenlediklerini, bu yarışmaya İstanbul, İzmir, Bursa ve Ankara olmak üzere dört ilden beşer blogger seçtiklerini, ramazan ayı boyunca her gün bir tarifi sitede yayınladıktan sonra her ilden seçilecek ikişer finalist ile daha sonra İstanbul'da final gerçekleştireceklerini yazmıştı.




Bu güzel etkinliğe kayıtsız kalmak ne mümkün :) tlf görüşmelerimiz sonucu bilgi aldıktan sonra bu güzel etkinlik için değişik bir tarif düşünmeye başladım. İlk aklıma gelen tarif geçen yıl yaptığım nuralp tatlımı dondurmayla sunmak oldu. Bence sonuçta çok güzel oldu :) Hakkımda yapılan röportaj ve diğer tarifler için Carte d'or sitesine tıklayabilirsiniz. Ben birde bloğumda yayınlamak istediğim için buradan da tarifi vericem. Lezzet ve görüntü olarak mutlaka denenmesi gereken bir tarif (ben yaptım diye demiyorum:))




MALZEMELER






  • 450 gr şerbetinden ayrılmış kemalpaşa tatlısı (yaklaşık yarım paket kuru tatlıyı paketindeki tarife göre pişirerek elde edebilirsiniz)



  • 100 gr kedi dili bisküi (yarım pk)



  • 50 gr iri dövülmüş fındık içi



  • 75 gr tahin



  • Carte d'or kaymaklı dondurma






Süslemek için







  • 100 gr bitter çikolata



  • Yeterince çilek sos






YAPILIŞI




Öncelikle servis yapacağımız tabağımızı dolaba koyuyoruz (tabak soğuk olsun ki servis sırasında dondurmamız erimesin)




İri dövülmüş fındıklarımızı teflon tavada kokusu çıkana dek kavuruyoruz. Kedidili bisküilerimizi robotta un haline getiriyoruz.





Bir kabın içine kemalpaşa tatlılarımızı, tahinimizi, fındık içimizi ve kedidili unumuzu alıp yoğuruyoruz. Karışım bütünleşince nuralp tatlımız hazır.





Minik bir yuvarlak kaba streç film seriyoruz. Nuralp tatlımızdan bir parça alıp kalıbımızın etrafına bastırarak yayıyoruz. Orta kısmına kaymaklı dondurma koyuyoruz. Üzerine bir miktar nuralp tatlısıyla kapak gibi yapıp streç filmi kapatıyoruz. Dondurmamız donana kadar dondurucuda tutuyoruz.





Bitter çikolatamızı benmari usulü eritiyoruz. Yağlı kağıttan külah yapıp erimiş çikolatamızı külaha koyuyoruz. Başka bir yağlı kağıt üzerine fotoğrafta gördüğünüz şekilleri yapıyoruz. Dolaba koyuyoruz.





Herşeyimiz hazır şimdi servis zamanı :)



Dolaba koyduğumuz servis tabağımızı alıyoruz, hazırladığımız çikolatayı tabağımızın üzerine koyuyoruz. boşta kalan orta kısımlara çilek sos döküyoruz. Dondurucudaki tatlımızı çıkarıp dikkatlice ikiye bölüyoruz. Servis tabağımıza alıp üzüm, çilek ve çiçek şekilli çikolatamızla süsleyip bekletmeden servis yapıyoruz. Afiyet olsun...



Not: Bu tatlıyı geçen yıl ramazan ayında keşfetmiş, muhallebiyle servis etmiştim. Bu yılki yeni keşfimse bu tatlının dondurmayla çok daha güzel olduğu oldu. Sunum için bi kaç seçenek hazırladım ancak tek sunumla katılmam gerektiğini öğrenince bu sunumumu tercih ettim. Bu tatlıyı çanak şekli verip ortasına top dondurmayla, tatlımızdan taban yapıp dondurmayla pasta şeklinde, yada rulo şeklinde vb değişik sunumlarla şık bir şekilde servis edebilirsiniz...




28 Temmuz 2011 Perşembe

SALATALIK ÇANAĞINDA HAYDARİ

Fotoğraf daha önceden:) Ev tatlarında hazırladığım sipariş menüsünde çektiğim fotoğraf.:) Buda özellikle ramazanda iftar sofralarını süslemeye yetecek görsellikte bir aperatif. Haydari lezzeti tartışılmaz zaten:)




Haydariyi bu şekilde hazırlamak istediğimde kafamda bazı soru işaretleri vardı, "ya yoğurt kendini salarsa" "benim yoğurdu süzmem lazım" "ama bu yetmez görüntü olmazsa" vs derken nette araştırma yapayım dedim. Sevgili Hünerli bayanlar bloğunun sahibesi Müge hanımda bu tarifi görünce tamam dedim:) Müge hanım haydarinin içine tereyağ koymuştu bu fikri çalıp kendimce haydariyi hazırladım. Çok mu uzattım:) ozaman buyrun tarife:





MALZEMELER


HAYDARİ İÇİN




  • 1 kase süzme yoğurt


  • 2 yemek kaşığı tereyağ


  • 1 tatlı kaşığı kuru nane


  • Biraz taze nane


  • 1 diş sarımsak (isteğe göre artırılıp azaltılabilir)


  • 2-3 yemek kaşığı mayonez (koymak zorunda değilsiniz)


  • Tuz





  • Yeterince salatalık


YAPILIŞI


Öncelikle haydari için tereyağını bir tavada eritiyoruz. İçine kuru naneleri ilave edip ocaktan alıp soğumaya bırakıyoruz. Biraz soğuyunca içine diğer malzemeleri ilave edip karıştırıyoruz. Krem şanti sıkma torbası yada şırıngasına bu karışımı koyup bi kaç saat bekletiyoruz.


Öte yanda servis saatimize yakın, salatalıkları dilimliyoruz. Üzerine haydari sıkıyoruz. İsteğe göre nane, derotu yada maydonoz yapraklarıyla süslüyoruz. Servis ediyoruz. Afiyet olsun...





MİLFÖY HAMURUNDAN PEYNİRLİ KARNIYARIK BÖREK

Fotoğrafsız tarif eklemek bu olsa gerek:) Kestim biçtim bu böreğin tarifini eklemek için inat ettim:) Önümüz ramazan iftar menülerinizde börek tercih ederseniz değişik şekillerde yapmak istiyorum derseniz, işte size güzel bir alternatif:) Tarifi çok basit, şekil biraz el oyalasada çok kolay:) Eeee daha ne olsun dimi:) Buyrun...:

MALZEMELER


  • 1 pk miflöy hamuru

  • 1 yumurta sarısı

İÇ MALZEMESİ İÇİN



  • 250 gr peynir

  • 1-2 yaprak taze soğan (yeşil kısmı)

  • Çeyrek demet maydonoz

YAPILIŞI


Miflöy hamurları aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi kesilir. Kesilen kenarlar çapraz olarak karşılıklı katlanır. Ortada boş kalan kısma karıştırdığımız iç harç konur. Kenar kısımlara yumurta sarısı sürülür 180 C fırında pişirilir. Ilık servis edilir. Afiyet olsun...





25 Temmuz 2011 Pazartesi

KİVİLİ TART PASTA

Arkadaşlarım için yaptığım kivili tart pastanın ikincisi, kalabalık olacağımız için iki adet hazırlamıştım. İyikide öyle yapmışım:) Böylece baştan çekmeyi akıl edemediğim fotoğrafı kalan tart ile çekme şansım olmuştu:)


Tadı herkes tarafından beğenilen, sıcak yaz günleri için hafif ve fresh bi lezzet. Buyrun tarife:

MALZEMELER

TART KEKİ İÇİN


  • 2 yumurta

  • 1 su bardağı toz şeker

  • 1 kahve fincanı süt

  • 1 kahve fincanı sıvıyağ

  • 1 pk kabartma tozu

  • 2,5 çay bard un

KREMASI İÇİN



  • 2 su bard sütMadde İşaretli Liste

  • 4 yemek kaşığı un

  • 1 su bard toz şeker

  • 1 pk kremşanti

ÜZERİNE



  • 4-5 adet kivi

  • yarım pk elmalı kivili jöle

YAPILIŞI


Öncelikle krema için krem şanti hariç diğer malzemeleri tencereye alıp muhallebi pişirelim. Soğumaya bırakalım.


Muhallebi soğurken kek için, yumurta ve şekeri çırpalım. Önce sıvı malzemeleri ilave edelim karıştıralım. Ardından un ve kabartma tozunu eleyerek ilave edelim karıştıralım. Yağladığımız tart kalıbına dökelim. 180 C fırında pişirelim. Soğumaya bırakalım.


Öte yanda soğuyan muhallebimize krem şanti ilave edip çırpalım.


Soğuyan kekimizi kalıptan çıkaralım. Çukur kısma hazırladığımız kremamızı dökelim. Üzerine kivileri yerleştirelim. Elmalı kivili jölemizin yarısını paketteki tarifi baz alarak hazırlayalım. Kivilerin üzerine kaşık kaşık dökelim. Soğumaya bırakalım.


Soğuduktan sonra dilimleyip servis edelim. Afiyet olsun...


NOT: Bu pastayı dilediğiniz meyveyle hazırlayabilirsiniz. Ben üzerine kullandığım meyveye göre meyveli jöle kullanıyorum. Böylece pastanın aroması daha belirgin oluyor. Ama dilerseniz tart jölesi ilede hazırlayabilirsiniz...



23 Temmuz 2011 Cumartesi

ÇAY MENÜSÜ

Yine uzun bir zaman geçmiş... Ne oldu bilmiyorum ama çoğu blogger arkadaşlarımda gördüğüm rehavet benim üzerimde de var ve gitmiyor:) Evet yoğunum fırsatım olmuyor çoğu zaman, ama itiraf etmeliyim bazende elim gitmiyor tarif eklemeye. Hatta bu aralarda yemeğe ve çaya misafirlerim olmasına rağmen fotoğraf çekmeyi bile akıl etmiyorum:) Ama bloğumdan uzaklaşmamak için inatlaşıyorum:) Arada sırada da olsa gelip bir şeyler ekleyip gidiyorum:) Umarım bu rehavet dolu günleri geride bırakırım.






Bu gördüğünüz tabaktaki lezzetleri, geçenlerde ağarladığım, çok sevdiğim okul arkadaşlarım için yaptım. Önceden olsa tek tek fotoğraflardım herşeyi, ama o gün yine fotoğraf çekmeyi unutunca, kızların arasında el değmemiş bir tabağı bulup fotoğraf çekmiştim:) Fotoğraftan çok şey beklemeyin diye belirtmek istedim.:)






"Misafirlerime çay saati için neler yapılabilirim?" diye araştırma içindeyseniz size fikir vereceğini umuyorum. (Daha önce tarifini yayınladıklarımı değişik renkte yazıyorum. Üzerine tıklarsanız tarifine ulaşabilirsiniz) İşte menüm:










4 Temmuz 2011 Pazartesi

KIYMALI UN ÇORBASI





Uzun zamandır yokum yine biliyorum. Ama zaman bana yetmiyor ki, bloğuma yetsin :) Yaklaşık 10 gün süren ev temizliğimin hemen ardından bir haftalık tatile çıktık. Evin incik cincik heryerini temizledim bitti, bende bittim:) Tatil güzeldi, hem yoruldum hem dinlendim:) Aralara pasta siparişlerimi sıkıştırdım derken zaman yine su gibi akıp geçmiş.






Arşivimde biriken tariflerle devam etmek istiyorum. Bu kez bir çorba tarifi... Sevgili arkadaşım Beyhan'dan öğrendiğim bir çorba, kıymalı sos, normal un çorbasına değişik bir lezzet katıyor. Denemek isteyenlere tavsiye ederim...






MALZEMELER






  • 3 yemek kaşığı yoğurt



  • 3 yemek kaşığı un



  • 1 yumurta sarısı



  • Yeterince un



  • Tuz



Kıymalı sos için







  • 100 gr kıyma



  • 2 yemek kaşığı tereyağ



  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ



  • Tuz, kırmızı biber






YAPILIŞI




Çorba yapacağımız tencereyi alalım. İçine un, yumurta sarısı ve yoğurt alıp çırpalım. Yavaş yavaş sıcak su ilave edelim. Yeterince su ilave edince tencereyi ocağa alıp karıştırarak pişirelim. Bu aşamada karıştırmayı ihmal etmeyin ki yoğurt kesilmesin. Çorba kaynamaya başlayınca kıvamı koyu ise su ilave edebilirsiniz. Tuzunu ilave edip 5 dk kadar kaynatalım.




Öte yanda tavaya kıymayı alalım. Yağlarla birlikte kavuralım. Tuzunu ve kırmızıbiberini ilave edelim. Ocaktan alalım.




Servis ederken yoğurt çorbasının üzerine kaşıkla kıymalı sos gezdirelim. Afiyet olsun...

10 Haziran 2011 Cuma

DOMATES SOSLU BAKLA KIZARTMASI

Biliyorum geç kaldım biraz ama :) baklalar son demlerini yaşarken bu tarifimi paylaşmak istiyorum. Ben pek fazla bakla sevmem. Yemeğini senede bir kere yaparım oda şifa niyetine:) Zaten onuda bloğuma bile ekleme gereği duymamışım:) Seneye inş :)



Bir komşumdan kızartmasının methini duyup pazarda gördüğüm yerli baklalardan aldım. Hepsini kızartma yapmaya güvenemedim bir kısmıyla yemeğini yaptım bir kısmını kızartmalık ayırdım. Kızartmasını yaptım, domates sosuyla servis tabağına aldım, aman Allahım daha sofranın kurum aşamasında bitecekti:) Bakla demeye bin şahit ister bi yemek oldu:) Bakla sevsin sevmesin herkese şiddetle tavsiye ederek tarifime geçiyorum...:)





MALZEMELER




  • 250 gr bakla


  • Yeterince un


  • Tuz


  • Kızartmak için sıvıyağ
Domates sos için



  • 3 ad domates

  • 1 tatlı kaşığı salça

  • 1 diş sarımsak

  • Tuz, karabiber, kırmızıbiber



YAPILIŞI




Baklaların sap kısımları ayıklanıp kaynar suda haşlanır. Süzülür, tuz+un karışımına balık bular gibi bulanıp kızgın sıvıyağda kızartılır.




Öte yanda domatesler rendelenir, tavaya yağ koymadan kaynatmaya başlanır. Domateslerin durumuna göre 5-6 dk kaynatılır. Salça ilave edilip karıştırılır. Tuzu ve baharatları ilave edilip kıvam alıncaya kadar pişirilir.




Servis tabağına önce baklalar, üzerine arzuya göre sos gezdirilir. Afiyet olsun...




NOT: Bloğumda bazı yayınlarımın yazıları tam olarak düzgün olmuyor kaymalar oluyor. Bununla ilgili geri dönüş yaparak düzeltmeye çalışsamda malesef sonuç yine aynı oluyor. Bu konuyla ilgili affınızı istiyorum, benden kaynaklı değil yani:)






8 Haziran 2011 Çarşamba

DÜNYANIN EN KOLAY YAŞ PASTASI :)



Bu pasta doğaçlama çıkmış tariflerimden biri. (Uydurmasyon yani:))Ani gelecek olan misafirlerim için 5 dkda hazırladığım yarım saat içinde ikram ettiğim bir pasta olunca bu ismi uygun gördüm:) Hem çok hafif, hem çok lezzetli, hemde çok çok pratik. Malzemeside çok az olunca dadından yenmez oluyor.:) Bu pastadan bi kaç kez yaptım ama her seferinde ani misafirlerim için yaptığımdan fotoğraflama imkanı bulamadan bitti.:) Bu fotoğrafta tam istediğim gibi olmadı ama en son yaptığımda kalan son dilimi çekmek zorunda kalınca böyle oldu :) Sizde bu nefis pastanın tarifini merak ediyorsanız...


MALZEMELER



  • 1 pk kedi dili bisküi

  • Islatmak için yeterince süt

  • 1 pk krem şanti

  • 1 su bard süt

  • 3-4 ad muz

  • Karamel sos


YAPILIŞI


Kedi dili bisküileri borcam tepsiye dizilir. Kaşık yardımıyla üzerlerine süt gezdirilerek bir miktar ıslatılır. Öte yanda bir bardak sütle bir pk krem şanti çırpılır. Kedi dillerinin üzerine sürülür. Ardından muzlar dilimlenip üzerine dizilir. Üzerine karamel sos gezdirilir. Yarım saat içinde servis yapılır. Afiyet olsun...


NOT: Pastayı bekletecekseniz muzları servis etmeye yakın dilimleyip yerleştirin. Yoksa kararır. Karamel sos büyük marketlerde satılıyor. Bulamassanız meyve soslarıda kullanabilirsiniz. Mesela ben, hazır çilek mevsimindeyken, bu pastayı birde çilekli yapıp üzerine çilekli sos dökmeyi düşünüyorum. Buda bir fikir olur size...



2 Haziran 2011 Perşembe

SEBZE RENDELİ EZOGELİN ÇORBASI


Kandiliniz mübarek olsun...

Arşivimden bir tarif daha... İsmine ne diyeceğimi bilemedim. Bütün sebzeler rendelenerek kullanıldığı için bu ismi vermeyi uygun gördüm. Bu şekilde yapanlar vardır elbette, bilmeyenler için bende tarifimi yayınlamak istedim...



MALZEMELER




  • 1 bardak kırmızı mercimek


  • 1 orta boy patates


  • 1 orta boy kuru soğan


  • 1 orta boy havuç


  • 2 yemek kaşığı tereyağ


  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ


  • 1 yemek kaşığı salça


  • Tuz, kırmızı biber, karabiber, nane vb istediğiniz baharatları koyabilirsiniz...


YAPILIŞI



Öncelikle malzemelerimizi hazırlayalım. Mercimeğimizi yıkayalım. Bütün sebzelerimizi soyup rendenin ince tarafıyla rendeleyelim.



Tencerimize yağlarımızı ve sebzelerimizi alıp kavurmaya başlayalım. Biraz kavrulunca salçamızı, tuz ve baharatlarımızı ilave edip kavurmaya devam edelim.



1-2 dk kavrulunca sıcak su ilave ederek pişmeye bırakalım.



Bütün sebzeler lapa kıvamında pişince çorbamızın suyunu kontrol edelim.



İstediğimiz kıvama gelene dek sıcak su ilave edelim. 2-3 dk daha kaynatıp servis edelim. Afiyet olsun...



NOT: Bu çorbayı kavurmadan direk suyla haşlayarak hiç yağsız yaparsanız diyet için uygun bir çorba olacağını düşünüyorum...




27 Mayıs 2011 Cuma

CEVİZLİ ÇİKOLATALI KEK

Bugün çok tadım yok nedendir bilmem... Eskisi gibi bloğuma ve blogger arkadaşlarımın bloglarına vakit ayıramaz oldum. Havalar ısınmaya başlayınca oğluşu evde tutmakta zorlanıyorum:) Onu yanlız dışarı gönderemeyince bende onunla birlikte dışarı çıkıyorum. Hal böyle olunca eve geldiğimizde pc başına oturmaya fırsatım bile kalmıyor. Ev işleri, zaman zaman yetiştirmem gereken pasta kurabiye siparişleri oluyor, derken zaman su gibi akıp gidiyor...


Bu tarifim yine çok eskiden :) yani arşivden... "Yeni birşeyler yapmıyormuyum?" yapıyorum elbette ama arşivimdekileri temizlemek adına önce onları yayınlamak istiyorum. Sizde benim gibi çikolatalı kekleri seviyorsanız denemenizi önererek tarife geçiyorum...



MALZEMELER


  • 3 yumurta

  • 1 su bard toz şeker

  • Yarım su bard sıvı yağ

  • Yarım su bard süt

  • 80 gr bitter çikolata

  • 3 çay bard un

  • 1 pk kabartma tozu

  • 1 su bard iri dövülmüş ceviz


YAPILIŞI


Öncelikle ilk işlem olarak çikolatamızı benmari usulü eritiyoruz. Yani: küçük bir tencereye su koyuyoruz. Tencereden daha büyük bir kabı tencerenin üzerine oturtuyoruz. Çikolataları minik minik doğrayıp tencerenin üstündeki kaba koyuyoruz. Orta ateşte alttaki suyun buharı sayesinde çikolataları eritiyoruz.


Öte yanda yumurta ve şekeri mikserle hızlı ayarda yaklaşık 5-6 dk kadar çırpıyoruz. Ardından sıvı yağ ve sütü ve erittiğimiz çikolatayı (çikolata ılık olmalı, sıcak olmasın) ilave edip çırpıyoruz. Mikseri bırakıyoruz. Unu ve kabartma tozunu eleyerek kek karışımımıza ilave ediyoruz. El çırpıcısıyla karıştırıyoruz. Cevizimizin yarısını kek karışımına ilave edip tekrar karıştırıyoruz. Yağladığımız büyük boy borcam tepsimize döküyoruz. Kalan cevizimizi üzerine serpip 180 C fırında ilk 20 dakika fırını açmadan pişene dek tutuyoruz. Afiyet olsun....


NOT: Kekde kakao kullanmadım. Tamamen çikolatanın rengi. Ben cevizleri iri sevdiğim için öyle kullandım. Dilimlerken cevizlerden dolayı düzgün kesilmiş dilimler elde etmek zor, ama yerken ağıza gelen ceviz parçaları enfes oluyor :) Siz isterseniz daha minik ceviz parçaları kullanabilirsiniz. Dilerseniz üzerine çikolata sosuda kullanabilirsiniz...


17 Mayıs 2011 Salı

BONİBONLU KURABİYE

Yine çooook eskilerden :) Nostalji şarkı radyo yayınlarına döndü :) İnanın ne zaman yaptığımı hatırlamıyorum bile:) Yayınlamasam mı diye düşündüm bi, ama çocuklar için değişik hoş sunumlu bir kurabiye olduğu için yayınlamaya karar verdim. Sizde çocuklarınızı mutlu edecek şeyler yapmayı seviyorsanız bu tarif tam size göre... Buyrun...



MALZEMELER


  • 1 pk yumuşak margarin

  • 1 su bard pudra şekeri

  • 1 su bard mısır nişastası

  • 1 yumurta

  • 1 pk vanilya

  • Yarım paket kabartma tozu

  • Aldığı kadar un



  • Üzeri için bonibon çikolata


YAPILIŞI


Un hariç diğer malzemeleri bir kaba alıp hamur yoğurmaya başlıyoruz. Yavaş yavaş un ilavesiyle ele yapışmayan kulak memesi kıvamında bir hamur yoğuruyoruz.


Hamurumuzu merdane yardımıyla açıp istediğimiz kalıplarla kesiyoruz. Kestiğimiz kurabiyelerimizi yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine diziyoruz. Üzerine dilediğimiz gibi bonibon çikolataları yerleştirip 180 C kızgın fırında pişiriyoruz. Soğuduktan sonra tepsiden alıp servis ediyoruz.


Not: Sizde benim yaptığım gibi çubuklu yapmak isterseniz, hamuru 1 cm kalınlığında açıp kurabiye kalıplarıyla kestikten sonra çöp şiş takıp yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin. Üzerine bonibonları yerleştirip 180 C fırında pişirin. Soğuyunca tepsiden alın ve servis edin...



14 Mayıs 2011 Cumartesi

PATATES PÜRESİ YATAĞINDA TAS KEBABI

Nihayet...:) Burdayım...:) Bloglar açıldı yeni tarifler ekleyeyim diye sevinirken, işler karıştı. Kardeşim trafik kazası geçirdi, o iyiye giderken benim pasta siparişlerim ve ev bütün vaktimi aldı, hadi artık zaman buldum oturup tarif ekleyim diye blogger'ın başına geçince bloggerda yine bir sorun vardı. Kumanda paneli açılmadığı için tarif ekleyemedim, kimseyi takip edemedim. Ama en sonunda bugün burdayım. Çok şükür :)




Bloglar kapalıyken, beni takip eden insanlardan duyduğum sözler beni inanılmaz mutlu etti. Hatta msn'den bana ulaşan hiç tanımadığım bir takipçim bile oldu:) Pelin'ede güzel sözleri için teşekkür ediyorum burdan:) Bloğum nezaman açılcak diye sabırla beklediler. Onların yeni tarif eklemesemde eski yayınlarımdan faydalandığını bildiğim için, içim rahattı. Ama bu rehavet yeter artık tarif ekleme zamanı...




Bu tarifim o kadar eski ki ne zaman yaptığımı hiç hatırlamıyorum.:) Muhtemelen kış başında yapmışımdır :) Zaten mayıs ortasında olmamıza rağmen hala kışı yaşadığımız için kışın başıymış sonuymuş ne fark eder dimi :) Lezzet ve sunum olarak yemek sofralarında yerini almaya değer bir yemek... Sizde denemek isterseniz buyrun tarife...





MALZEMELER




PÜRE İÇİN



5-6 ad patates



2 yemek kaşığı tereyağ



1 çay bard süt



Tuz



TAS KEBABI İÇİN



500 gr dana kuşbaşı



1 ad kuru soğan



1 yemek kaşığı salça



3 yemek kaşığı margarin



Tuz, karabiber, kırmızıbiber




YAPILIŞI


Öncelikle etlerimizi ve margarinimizi tencereye alıyoruz. (Ben daha çabuk pişirdiği için düdüklü tencereyi tercih ediyorum. Siz normal tencerede pişirirseniz pişme süresini uzatın.)



Hızlı ateşte etlerimizi mühürlüyoruz (buda master sheff sözü:)). Yani etlerimizi mümkün olduğunca suyunu salmasına müsade etmeden kavuruyoruz.



Etler kavrulmaya başlayınca minik doğradığımız kuru soğanımızı ilave ediyoruz.



Kavrulunca, salça, tuz ve baharatlarını ilave edip etlerin bir parmak üzerine çıkacak kadar sıcak su ilave edip tencerenin kapağını kapatıyoruz. Kaynama sesi gelince yarım saat pişiriyoruz.



Not: Düdüklü yerine normal tencere tercih ederseniz tuzunu yemeğiniz pişmeye yakın koyun, gerekirse sıcak su ilave ederek pişirmeye devam edin...



Öte yanda patateslerimizi haşlıyoruz. Haşlanan patatesleri sıcakken soyuyoruz. İçine tereyağ, süt ve tuz ilave ederek eziyoruz.



Hazırladığımız püreyi servis tabağına alıyoruz. Ortasını çukurlaştırıyoruz. Öte yanda pişen tas kebabımızı pürenin üzerine alıp servis ediyoruz.



Afiyet olsun...





21 Nisan 2011 Perşembe

YENİDEN MERHABA :)

Bloglar nihayet açıldı. Suçumuz olmadığı halde "kurunun yanında yaşta yanar" misali, bazı kendini bilmez kişilerin yaptığı hatalar tüm blogspot.com uzantılı adres sahiplerini vurdu. Neredeyse 2 ay olmuş bloglar kapanalı. Bu olayda beni en çok üzen bloglarımızı açtığımızda karşımıza çıkan mahkeme kararıyla kapatılmıştır yazısı oldu. Bu olaylardan haberi olmayan bir çok takipçimiz sanki biz suçluymuşuz gibi algılamıştır diye düşünüp üzüldüm. Buradan bilmeyenler için açıklamasını yapmak isterim. Bazı blogspot.com uzantılı adres sahipleri dijitürk maç yayınlarını izinsiz yayınlamışlar. Bu yüzden dijitürk dava açmış. Davayı kazanınca tüm blogspot.com uzantılı adresler kapatıldı. Durum bundan ibaret...

Birçok arkadaşım bilgisayarının dns ayarlarını değiştirerek bloğuna ulaştı. Ben bunu tercih etmedim çünkü bizi takip eden bir çok sessiz takipçimiz var ve onların bir çoğu bu durumu bilmediği için zaten bize ulaşamazdı. Bende inatla dns ayarlarını değiştirmeden bekledim. Sonunda muradıma erdim. :)

Tekrar görüşmek güzel. Eğer hala beni takip ediyorsanız hoşgeldiniz ve hoşbuldum :) En kısa zamanda yeni tariflerle görüşmek üzere... :))

1 Mart 2011 Salı



Blogspot kapatma kararını kınıyorum...

22 Şubat 2011 Salı

ÇOK SİNİRLİYİM!!!

Bloğumda yayınladığım bütün tarifleri, fotoğrafları hatta yazılarımı bile yayınlayan bir site uyarısı aldım. İnanamadım. Resmen sıradan bütün yayınlarımı almışlar, özel genel ne yazdıysam, ne tarifi verdiysem, ne yayınladıysam hepsi o sitede. Birde utanmadan telif hakkı ihlali durumu varsa bize ulaşın diye yazıda koymuşlar!!! Daha öncede tek tük tariflerimin başka sitelerce çalındığını görmüştüm ama bu kadarına pes diyorum. Tariflerim haricinde yayınladığım yazılara varıncaya kadar almışlar, otomatiğe bağlamışlar heralde ne eklesem yayınlamışlar. Tanıdığım başka blogların tariflerinede rastladım bu sitede. Yasal işlem için gerekli araştırmalara başladım. Böyle emek hırsızları için artık bişeyler yapma zamanı geldi!!! Bunlarınki emek hırsızlığınıda geçmiş özel genel herşeyi yayınlamışlar!!!

14 Şubat 2011 Pazartesi

KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN...

Kandiliniz mübarek olsun....

Sevgililer gününüz kutlu olsun...

13 Şubat 2011 Pazar

KAYIK PATATES MUSAKKA


Patates musakkanın değişik versiyonu... Misafirlerine musakkayı daha şık bir şekilde sunmak isteyenler tercih edebilir. Tamamen doğaçlama yaptığım bir tarif. Daha önce bu şekilde yapan varmıdır bilmiyorum ama bana ait bu tarifi özellikle patates yemeklerini sevenlere sunuyorum :)
MALZEMELER
  • 6 ad orta boy patates (yumurta şeklinde olanları tercih edin)
  • 250 gr kıyma
  • 1 büyük boy kuru soğan
  • 1 ad yeşil biber
  • Yeterince sıvıyağ
  • Tuz, karabiber, kırmızı biber
  • 6 ad çeri domates

YAPILIŞI

Patatesleri soyup uzunlamasına ikiye bölelim. Orta kısımlarını oyup tuzlu suya koyalım. Bütün patateslere aynı işlemi yaptıktan sonra kızgın sıvıyağda kızartalım.

Öte yanda biraz sıvı yağ ile kıymayı kavurmaya başlayalım. Sırasıyla soğan ve yeşil biberi ilave edelim. Tuzunu ve baharatlarını ilave ettikten sonra kavrulan harcımızı ocaktan alalım.

Patateslerimizi borcam fırın tepsimize alalım. Çukur yerlerine kıymalı harçtan koyalım. İsteğe göre salçalı su yapıp tepsimize koyduktan sonra 200 C kızgın fırında 20-25 dk kadar pişirelim.

Domatesleri dilerseniz fırından çıkarınca dilerseniz fırına koyarken patateslerin üzerine yerleştirebilirsiniz. Domatesi pişmiş yada çiğ tercih etmenize bağlı...

Maydonozlarla süsleyip sıcak servis edelim.. Afiyet olsun...

11 Şubat 2011 Cuma

MEYVELİ RULO PASTA

Ben ve yaş pastalar... Ayrılmaz bir bütünüz :) Çok çok çok seviyorum pasta yapmayı :) Bu pastayıda oğluşumun ameliyatından sonra geçmiş olsuna gelen misafirlerimize ikram etmek için yapmıştım. Çokta kısa zamanda yapmıştım. Zamanım olsaydı süsleme için farklı şeyler deneyebilirdim. Pastanın tarifi Oktay ustadan(dı) ama ben kekinde de kremasında da kendi tarifimi kullandım. Oktay usta kremasında krem şanti kullanmıştı. Krem şanti kullanarak yaparsanız çok daha pratik bir şekilde misafirlerinize sunabileceğiniz lezzetli bir pasta yapmış olursunuz. Krema kısmı biraz zaman alıyor sadece... Uzun zaman öncede yapmıştım bu pastayı ama ozaman bloğum olmadığı için foto çekmemişim. Aklıma geldi yine yapıp sizlerle paylaşmak istedim. "Fresh" tabir edilen lezzetler vardır ya buda onlardan biri. Fresh pasta:)



MALZEMELER


KEK İÇİN
  • 4 yumurta
  • 4 fincan toz şeker
  • 1 fincan süt
  • 1 fincan sıvı yağ
  • 1 fincan kakao
  • 4 fincan un
  • 1 pk kabartma tozu

KREMA İÇİN

  • 2 su bard süt
  • 1 su bard toz şeker
  • 3 yemek kaşığı un
  • 1 pk krem şanti

MEYVELER

  • Kivi, nar, muz, portakal, mandalina vb (özellikle değişik renklerdeki meyveleri kullanınki dilimlediğinizde renk cümbüşü olsun :)

YAPILIŞI

Kek için yumurta ve şeker çırpılır. Ardından sıvı malzemeler ilave edilip karıştırılır. Kuru malzemeler elenerek ilave edilir elle karıştırılır. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dökülür. 180 C kızgın fırında 15-20 dk pişirilir. Fırından çıkar çıkmaz sıcakken rulo şeklinde sarılır. Üzerine bir bez örtülür. Bu şekilde soğuması beklenir.

Öte yanda krema için krem şanti hariç diğer malzemelerle muhallebi pişirilir. Soğumaya bırakılır. Soğuyunca toz krem şanti ilave edilip mikserle çırpılır. Pastanın üzeri için 4-5 kaşık krema ayrılır.

Meyveler soyulup tavla zarı büyüklüğünde doğranır. Kremayla karıştırılıp rulo sardığımız kekiminizin bir kıyısına yerleştirilir. (Kekin heryerine meyveli kremayı sürmüyoruz ki dilimlendiğinde yukarıdaki fotoda olduğu gibi meyveli krema ortada kalsın) Yağlı kağıt yardımıyla tekrar rulo sarılıp dolapta en az 1 saat dinlendirilir. Üzerine ayırdığımız krema sürülür. Dilediğiniz gibi süslenip dolapta bir süre daha beklettikten sonra dilimlenip servis edilir. Afiyet olsun...

9 Şubat 2011 Çarşamba

EN PRATİK DÜRÜM :)

Fazla vaktim yok o yüzden daha fazla bloğumdan uzak kalmamak ve takipçilerimi daha fazla sıkmamak adına arşivimde bekleyen en kolay tarifi yayınlamak istedim.:)
Bu akşam 15 yıl önce mezun olduğumuz halde (yaşımda ortaya çıkıyor tüh! :) ) sürekli irtibat halinde olduğumuz okul arkadaşlarımızla yeni bir toplantımız var. Allah izin verirse oraya gideceğim. Benim lise dönemim kredili sistem öğrenim görülen bir döneme denk geldi. Böyle oluncada her dönem sınıf değişikliği yaşıyorduk. O yıllarda buna çok sinir olsakta öğretmenlerimizin dediği gibi şimdi bu durumdan çok memnunuz. Çünkü aynı dönemde okuyan bütün öğrenciler birbirimizi tanıyoruz. Grup grup birbirimizden kopmadığımız halde birde aradabir etkinlikler düzenleyip daha kalabalık gruplar halinde toplanıyoruz. Güzel oluyor herkese tavsiye ederim :) Bende oğluşun ameliyatından sonra ilk kez sosyal bir ortamda bulunmanın heyecanı içindeyim :) Tam kafama huniyi takacak kıvama geldiğimde imdadıma bu etkinlik yetişti...:)
Gelelim tarife... Benim gibi et ve et ürünlerini seven arada dürüm kebab krizi tutan kişiler için biçilmiş kaftan bu tarif :) Hem çok çok pratik hemde çok lezzetliiii....:) Fotoğraf yemek için acele edilen bir ortamda çekildiği için çok iyi değil ama emin onun tadı çok iyi...:)

MALZEMELER

  • 1 pk lavaş
  • 1 ad kuru soğan
  • Yarım demet maydonoz
  • 1-2 yaprak marul
  • 1-2 ad domates

Kıymalı harç için

  • 250 gr kıyma
  • 2 yemek kaşığı margarin yada tereyağ
  • Tuz, karabiber, kırmızıbiber, kimyon, kekik, pul biber vs dilediğiniz baharatlar

YAPILIŞI

Kıymamızı ve yağımızı büyük teflon tavamıza alıyoruz. Kavrulmasına yakın tuzunu ve baharatlarınız atıp ocağı kısıyoruz.

Marketten aldığımız lavaşlarımızı :) birer birer kıymanın üzerine kapatıp tavanın kapağını kapatıyoruz. 1 dk kadar bekleyip yumuşamış lavaşımızı alıp içine kıymamızı, soğan, marul, maydonoz, domates vs koyup rulo yapıyoruz. Dürümümüz hazır... Yanında ayranla sıcak sıcak servis ediyoruz. Afiyet olsun...

Not: Vaktiniz ve isteğiniz varsa lavaşları evde de yapabilirsiniz. Bunun için

  • 3 bardak ılık su
  • 1 küçük pk yaşmaya
  • 1 yemek kaşığı tuz
  • Aldığı kadar un' la bir hamur yoğuruyoruz. Mayalanması için bekliyoruz. Mayalanan hamurdan mandalina büyüklüğünde toplar yapıp yemek tabağı büyüklüğünde açıyoruz. Yağsız teflon tavada arkalı önlü çevirerek pişiriyoruz. Öte yanda iç harcınızı hazır bekletirseniz pişen lavaşlarınıza sıcak sıcak koyup sarıp yiyebilirsiniz... İçine kıyma yerine kuşbaşı tavuk eti yada kuzu eti kavurup koyabilirsiniz...

28 Ocak 2011 Cuma

YALANCI PROFİTEROL







Bundan günler, aylar önceydi...:) Artık bütün tariflerimin başına geçmiş zaman yazısı yazmam lazım :) Çoğu tarifim epey geçmişten geliyor çünkü:)

Bu tatlıyı yemekteyizde bir yarışmacı yaparken görüp hemen yapmak istemiştim. Tatlı krizim tutmuştu evde eksik malzemelerim olduğu halde üşenmeden oğluşla markete gidip malzemeleri alıp eve gelip yapmıştım. Oğluşla gittiğime göre demek ki havalarda güzelmiş ozamanlar :) Ne kadar unutkanda olsam hala bazı detayları hatırlayan bir beyne sahibim sanırım...:) İnşalla tatlı tarifini hatırlayabilirim :) Şaka şaka :)

Tarifte kendime göre pratik küçük değişiklikler yaptım çünkü yarışmacı çikolata sosu aşamasındayken ben marketin yolunu tutmuştum. Yemekteyiz programı bitmeden tatlım hazır dolapta yenmeyi bekliyordu :) Ay çok konuştum buyrun tarife...



MALZEMELER


  • 1 pk etimek (tuzsuz)

  • 1,5 kg süt

  • 1,5 su bard un

  • 1,5 su bard toz şeker

  • 1 pk krem şanti

  • 1 pk bitter çikolata


YAPILIŞI


Süt, un ve toz şekeri bir tencereye alıp karıştırarak muhallebi pişirelim.


Muhallebi sıcakken üçte birini ayırıp içine bitter çikolata kırıp çikolata eriyene dek mikserle çırpalım.


Öte yanda kalan muhallebi hafif ılınınca içine toz şanti ilave edip mikserle çırpalım. İçine etimekleri küp küp parçalayıp ilave edelim. Muhallebiyle karıştıralım.


Kupların altına çikolatalı muhallebiden biraz dökelim. Üzerine etimekli muhallebi dökelim. Üstüne tekrar çikolatalı muhallebi döküp dolaba kaldıralım. 2 saat kadar dinlendirdikten sonra servis edelim. Afiyet olsun...


Not: Bu tatlı oldukça bereketli. Tatlımın bir kısmını fotoğraftaki gibi kuplara bir kısmınıda borcama koydum. Borcama koyarken çikolata sosu sadece üzerine gezdirdim. Soğuyunca dilimleyip servis ettim. İki türlüde yapılabilir tercih size kalmış...



24 Ocak 2011 Pazartesi

ÇÖKERTME KEBABI




Çökertmedeeen çıktımda Halil'im... :)




Yine ara verdim biliyorum, hatta beni takip edenler artık takip etmeyi bile bıraktı belki...:) Ama bu sefer haklı bir mazeretim var. Oğluşum ameliyat oldu. Uzun zamandır mevzu bahis olan geniz etini aldırdık sonunda... Eminim çocuğu olanlar beni daha iyi anlar, ameliyat öncesi ve sonrası çok stresli bir süreçti. Basit bir ameliyatta olsa o hastane ortamı, çocuğunuzu sizden alıp 1,5 saat ameliyathanede tutmaları vs vs... Neyse uzatmayım çok şükür bitti gitti. Allah dermansız dert vermesin herkesin evladını bağışlasın inş... Daha bir fark göremedik ama iyileşme sürecini tamamladığımızda bu ameliyatın faydasını görürüz inş. Bu ara oğluşla ilgileniyorum, sağolsunlar gelen giden oluyor, kalan küçücük zamanlarımdada bu ara merak sardığım yeni işim pasta kurabiyelerle haşır neşir oluyorum derken zaten fırsat bulamadığım bloğumdan dahada uzak kaldım... Affedildim mi? :)


Hala affetmediyseniz size nefis bir tarifle kendimi affettirmek isterim :) İşte karşınızda çökertme kebabı... Benim gibi et severlerdenseniz mutlaka deneyin derim...




MALZEMELER
Et için:
  • 500 gr julyen dana eti

  • 2-3 yemek kaşığı margarin

  • Tuz, kırmızı biber, karabiber, kekik (arzu ettiğiniz baharatlar)

Patates kızartması için:

  • 4 ad patates

  • Kızartmak için yeterince sıvı yağ

  • Tuz


Sarımsaklı yoğurt için:
  • 1 kase yoğurt

  • 1 diş sarımsak

  • Tuz


Salça sos için:

  • 2 yemek kaşığı domates salçası

  • 2 yemek kaşığı tereyağ



YAPILIŞI


Etleri teflon tavaya alıp kapağı kapalı şekilde suyunu salıp çekene dek pişirelim. Suyunu çekince margarin ve baharatları ilave edip kavuralım. En son tuzunu ekleyip karıştırıp ocağı kapatalım.


Patatesleri rendeleyip soğuk suda bekletelim. Daha sonra süzüp tuz ilavesiyle karıştırıp kızgın yağda kızartalım. Kağıt havlu üzerine alıp fazla yağını alalım.


Salçalı sos için, tereyağını bir tavaya alalım. Eriyince salçayı ilave edip kavuralım. Bu aşamada salçanızın kıvamı koyuysa bir iki yemek kaşığı su ilave edebilirsiniz. Kaynamaya başlayınca ocağı kapatalım.


Öte yanda sarımsak, tuz ve yoğurdu çırparak sarımsaklı yoğurt hazırlayalım.


Servis tabağına önce patatesleri, üzerine sarımsaklı yoğurdu, üzerine etleri ve en son bir miktar salçalı sos dökelim. Tercihe göre yanında pilavla servis edelim. Afiyet olsun...


Not: Yemeğin yağı konusunda endişeleriniz varsa, siz dileğinize göre yağ miktarını ayarlayabilirsiniz. Bu şekilde de çok fazla yağlı olmuyor, ancak patates kızartması kısmının yağını tahmin edersiniz...

2 Ocak 2011 Pazar

SEBZELİ KREMALI TAVUK


Kim bilir ne zaman yapmışım bu yemeği :) Arşivimde boynu bükük duruyordu yayınlayım bari dedim.:) Yemekteyizde görmüştüm sebzeli kremalı tavuk yemeğini. Tavuğu değişik şekillerde yapmayı seviyorsanız doğru bir tercih olabilir. Hemde çok pratik...


Biliyorum bloğumu yine ihmal ediyorum ama kimi zaman yoğunluk, kimi zaman hastalık, kimi zaman isteksizlik... Bir türlü rutine oturtamadım tarif eklemeyi :)



MALZEMELER

  • 8 ad kemiksiz tavuk budu

  • 2 ad kabak (rendelenmiş)

  • 2 ad havuç (rendelenmiş)

  • 1 pk krema (200 ml)

  • 1 pk kremalı mantar çorbası (toz halinde kullanılacak)

  • Tuz, karabiber, kırmızı biber (dilediğiniz baharat)


YAPILIŞI


Tavuk hariç diğer bütün malzemeler bir kaba alınıp karıştırılır. Tavuklarda ilave edilir harmanlanır. Fırın tepsisine tavuklar ve üzerine karışım yerleştirilir. Mümkünse bir süre dolapta bekletilir. (Beklerse daha lezzetli oluyor) 180-200 C kızgın fırında pişirilir. Afiyet olsun...

Blog Widget by LinkWithin